Martın tam olarak 19'unda başlayan şiddetli bir mide rahatsızlığı dönemim oldu. Yaklaşık 15 gün ne bir şey yiyebildim ne canım istedi. Kilo verdim, yaşam enerjim sıfırlandı, bol bol uyumaya çalıştım. Mide için gittiğim hekim rutin kan sayımı vb istedi ve demir ve d vitamini şiddetli, B vitamini orta düzeyde düşük çıktı. Hikayem klasik ülser-reflü-gastrite tam uymayınca hem mide hem kolon görüntülemesi şart oldu.
31 martta , kaderin bana 1 nisan şakası yapmamasını umarak, çok kötü geçen bir gecenin ardından işlemi yaptırdım. İşlem anestezi ile yapılıyor, uyuyor ve uyanıyorsunuz. Hiç bir sıkıntısı yok ama bir gece önceden 2 şişe müshil içmeniz gerekiyor ve sabaha kadar yarım saatte bir tuvalete gidiyorsunuz. Bitkin ve uykusuz oluyorsunuz doğal olarak. Benim fazladan kaygılanmamın nedeni işin içinde olmam. Mide-bağırsak kanserlerinin çok sinsi olduğunu, teşhis edildiğinde genellikle geç kalınmış olduğunu bilmem oldu. Şükürler olsun ki hem doktorun gözlemi hem de biyopside kötü huylu bir şey yok. Demir ,B ve D vitaminleri alıyorum. Helikobakter pozitif çıktı ve galiba gluten duyarlılığım var.
Hastalıkların zihinsel nedenlerine inanan biri olarak elbette stres yönetiminde iyi olmadığımı biliyorum ve bunu derinlemesine düşünüyorum da sonuç?? Sıfır.
Haftaya Eskişehir'de olacağız, mutluyum, inşallah çok keyifli geçer.
Liste 15: Hayalinizdeki Seyahatleri Listeleyin
Hımmm..Seyahat tutkunu değilmişim ben sevgili blog. Hele ki Sapiens'de seyahat sevdası romantizm ve kapitalizmin dayatmasıdır minvalindeki bölümü okuyunca iyice bir aydınlandım. Tam zamanlı, stresli bir işte çalışan, Bodrum'da yaşayan (en güzel deniz, mekan, doğa bir adım ötemde), iki küçük çocuk sahibi bir kadın olarak bir geziyi planlamam o kadar çok zaman alıyor ve stres yaratıyor ki attığım taş ürküttüğüm kurbağaya değiyor mu bilmiyorum. Üstelik koskoca Roma/ Paris / Barselona 'yı üç günde koşa koşa gezmek istemiyorum. İlk kez gittiğim bir yerde en az 1 ay kalmak, arka sokaklarını, yerel halkı görmek fantezisine sahibim. Hayatımın şu döneminde Peru'yu veya Singapur'u görmesem de olur :)
Yine de bir liste yapabilirim tabi ki:
1. Paris: Ah Paris..İlk gitmek istediğim yer. Paris benim için güzel ve cesur kadınların, yakışıklı ve özgür adamların, kahve ve kruvasanın şehri. Mutlaka görmek istiyorum.
2. Roma: Daracık kaldırımlar, bizim gibi neşeli gürültülü İtalyanlar, pizza- makarna, Ferzan Özpetek, aşk..
3. İsviçre: Aşırı doz medeniyet nasıl bir şey? Sırf bunu merak ettiğimden gidebilirim.
4. Amerika: Galiba en çok Amerika'da ''Ben bir insanım'' diyebilirmişim gibi geliyor. New York'da şu town house denen alttaki resimdeki ev gibi kocaman pencereli, sarı ışıklı, sokağa adımını attığında hayatın içinde olacağın bir dairede birkaç ay konaklarız belki oğullarımla, Onlar dil okuluna gidiyor olur mesela..Neden olmasın?
6. Bir aylık bir orman kampı: Nerede olur bilmiyorum ama ailemle teknolojisiz bir ay hadi olmadı bir hafta geçireceğim bir yer olmalı seyahat planlarım içinde. Birbirimizin yüzüne baktığımız, sohbet ettiğimiz, geniş zamanlarımız olsun istiyorum.
Etiketler: 52hafta52liste
